Soğuk Algınlığı İlaçları Kalbinizi Nasıl Etkiler ?
Grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıkların yaygın olduğu bir mevsimdeyiz. Özellikle havadaki ani değişimler grip ve soğuk algınlığına yakalanmayı kolaylaştırıyor. Grip ve soğuk algınlığı her ne kadar birbiriyle karıştırılsa da aslında hastalığa yol açan virüsler birbirinden farklı ve dolayısıyla tedavi yaklaşımları da birbirinden farklı.
Gribe yol açan influenza virüsü daha dayanıklı olduğundan, grip daha ağır bir tabloda seyrediyor. Bu nedenle hasta doktora gitmek durumunda kalıyor. Ancak pek çok kişi basit soğuk algınlığı durumunda, eczaneden soğuk algınlığı ilaçları alıp kullanmayı tercih ediyor. Ancak bu ilaçları kullanmadan önce kalbinizi nasıl etkileyeceğini düşünmeniz gerekebilir.
Soğuk Algınlığı İlaçları Kontrolsüzce Kullanılmamalıdır !
Soğuk algınlığı ilaçları, tedaviden ziyade semptomlara yönelik ilaçlar olup, içeriğinde dekonjestanlar ve nonstreoid antiinflamatuarlar bulunur. Hastanın, vücut ağrısı, burun tıkanması, ateş yüksekliği gibi şikayetlerini azaltarak rahatlamasına yardım ederler. Reçetesiz alınabilmesi ve kolay ulaşılması nedeniyle bu ilaçlar hastalar tarafından sıklıkla kullanılan ilaçlardır.
Ancak bunların ilaç olduğu ve tansiyonu yükseltmesi başta olmak üzere, vücutta çeşitli etkilere neden olduğu unutulmamalıdır. Tamamen sağlıklı görünen kişilerin bile bu ilaçları kontrollü kullanması önerilirken, risk altındaki kişilerin, bu ilaçların yan etkilerinin farkında olması, bilinçli ve doktor kontrolünde kullanması hayati önem taşır. Özellikle kontrolsüz tansiyon, kalp hastalığı ya da geçirilmiş inme hikayesi olanlar, tanısı konmamış olsa dahi bu riski taşıyanlar ve 65 yaş üstü kişiler bu tip ilaçları kullanma konusunda oldukça dikkatli olmalıdır.
Dekonjestanlar ve Non-Steroid Antiinflamatuarlar tansiyonun yükselmesine neden olurlar.
İçeriğinde psödöefedrin, fenilefrin gibi maddeler bulunan dekonjestanlar, solunum yollarındaki tıkanıklıkların açılması için kullanılırlar ve bunu kan damarlarında vazokonstruksiyon (büzülerek daralma) etkisi ile yaparlar. Sinüslere daha az sıvı gitmesini, böylece hava kanallarının açık olmasını sağlarlar.
Ancak yüksek tansiyonu ya da aterosklerotik kalp hastalığı olan kişiler için kan damarlarının daralması en son istenecek şeydir. Damarlarında zaten plaklara bağlı daralma olan kişiler için bu durum hayati risk oluşturabilir. Atardamarlardaki daralmalar aynı zamanda tansiyonun daha da yükselmesine neden olur.
Non-streoid antienflamatuarlar (NSAI), idrarla atılan sodyum miktarını azalttığından, vücutta sıvı tutulmasını ve dolaylı olarak kan basıncının yani tansiyonun yükselmesine yol açabilir. Bilinen tansiyon ya da kalp hastalığı durumunda, mümkünse ağızdan alınan tablet ya da poşet formundaki NSAI ilaçlardan kaçınmalı ve hangi tip ilaçları, ne şekilde kullanabileceğinizi doktorunuza danışmalısınız.
Grip ve soğuk algınlığına karşı yapılacak en iyi şey bu hastalıklardan korunmaktır.
Soğuk algınlığında, belirtiler hafifse bol sıvı alarak dinlenmeli, bağışıklığı güçlendirici besinler almalı, daha ciddi semptomlar olması durumunda ise aile hekiminize ya da en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalısınız.
Soğuk algınlığı ve grip için yapılabilecek en iyi şey başta önlem almak ve hastalığa yakalanmamaktır. Bağışıklık sistemini güçlendirmek, el yıkama alışkanlığı edinmek, düzenli uyku, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz bu konuda size yardımcı olacaktır. Önlem amaçlı uygulanabilecek aşılar için enfeksiyon hastalıkları uzmanına veya aile hekiminize danışabilirsiniz.