Antioksidanlar Ve Kalp Sağlığı
Oksidatif stres, vücutta serbest radikal aktivitesi ile antioksidan aktivitesi arasında dengesizlik oluştuğunda ortaya çıkan durumdur. Vücutta kalp hastalıkları, kanser, inme, solunum yolu hastalıkları, bağışıklık sistemi zayıflıkları, Parkinson, artrit ve diğer enflamatuvar ve iskemik durumlarla ilişkilidir. Antioksidanlar, serbest radikallerin neden olduğu oksidatif stresin olumsuz etkilerine karşı en önemli silahtır.
Yaş, kardiyovasküler hastalıklar için önemli bir risk faktörüdür. Yaşlanma oldukça karmaşık biyolojik değişikliklerle karakterizedir ve yaşlanma ile birlikte kardiyovasküler sistemde de bir takım biyokimyasal, yapısal ve fonksiyonel değişimler olmaktadır. Oksidatif stresteki artışın kardiyovasküler yaşlanma üzerinde önemli bir rolü vardır.
Serbest radikaller, reaksiyona girmeye çok elverişli stabil olmayan moleküllerdir. Yapılarında bulunan eşleşmemiş elektron, başka bir molekülden elektron alarak kararlı hale geçmeye çalışır. Vücutta yüksek düzeyde bulunduklarında hücrelere hasar verme ve DNA’nın yapısını değiştirme yeteneğine sahiptirler.
Serbest radikaller aslında vücutta doğal olarak gerçekleşen reaksiyonların sonucunda ortaya çıkan moleküllerdir. Besinlerin vücut tarafından enerjiye dönüştürülmesi sırasında ortaya çıkarlar. Ağır egzersizler yapıldığında artış gösterir. Vücutta serbest radikal artışına neden olan diğer temel nedenler ise çevre kirliliği, sigara kullanımı ve uzun süre güneşe maruz kalınmasıdır.
Antioksidanlar, serbest radikallerin hücre hasarına neden olmasını önler ya da yavaşlatır. Burada önemli olan serbest radikal aktivitesi ile antioksidan aktivitesi arasında ince bir denge olmasıdır.
Antioksidanlar ve serbest radikallerin vücut üzerindeki etkileri 1990’lardan beri üzerinde en fazla araştırma yapılan konuların başında gelmektedir. Antioksidan olarak davranan yüzlerce hatta binlerce madde olduğu düşünülmektedir.
Her bir antioksidanın kendine özgü özellikleri vardır ve birbirlerinin yerine geçemezler. Tüm serbest radikallerle mücadele edebilecek tek bir antioksidan yoktur. Serbest radikallerin nasıl farklı kimyasal yapıları ve vücudun farklı alanlarında farklı etkileri olduğu gibi, her antioksidan kimyasal özellikleri nedeniyle farklı davranır.
ANTİOKSİDANLAR
Antioksidanların bir kısmı vücutta doğal olarak sentezlenirler (endojen antioksidanlar). Diğer bir kısmı ise dışarıdan besinlerle alınır (eksojen aktioksidanlar). Meyve, sebze ve tahıllar gibi bitkisel besin kaynakları antioksidan yönünden zengindir.
Besin yoluyla alınan eksojen antioksidanlara örnek olarak ;
- A vitamini
- C vitamini
- E vitamini
- Beta karoten
- Likopen
- Lutein
- Selenyum
- Manganez
- Zeaxanthin
Flavonoidler, kateşinler, polifenoller ve fitoöstrojenler, antioksidan ve fitonutrient çeşitleridir ve hepsi bitki bazlı yiyeceklerde bulunurlar. Mümkün olduğunca çok renkli beslenmek, bolca doğal antioksidan almanın güzel bir yoludur.
Antioksidan İçeren Takviyeler, Doğal Besinlerin Yerini Alabilir mi ?
Piyasada antioksidan içeren besin takviyeleri yaygın olarak bulunmaktadır. Ancak bu besin takviyelerinin etkinliği ile ilgili henüz yeterli bilimsel kanıt bulunmamaktadır.
Hatta antioksidan içeren besin takviyeleri dikkatsizce ve fazla miktarlarda kullanıldığında zarar verme olasılığı bulunmaktadır. Bir çalışmada sigara kullanan kişilerde beta-karoten takviyesinin, akciğer kanseri gelişme riskini arttırabileceği gösterilmiştir. Yine başka bir çalışma ise beta-karoten takviyesinin bilişsel gerilemeyi azaltabileceği yönünde bir sonuç rapor etmiştir.
C vitamini, E vitamini ve beta-karoten gibi antioksidan takviyeleri kalp hastalıkları ve inmeyi azaltmada, araştırmacıların umduğu faydayı göstermemişlerdir. Bu konuda daha geniş gruplarla yapılacak uzun dönem çalışmalara ihtiyaç vardır.
Takviyelerle ilgili ortak görüş bilinçsizce kullanılmamaları yönündedir. Kullanılan ilaçlarla da etkileşime giren bu takviyeler istenmeyen sonuçlara yol açabilirler.
Diğer taraftan antioksidanların besin yoluyla doğal olarak alınmasının hem yaşlanma hem de kardiyovasküler hastalıklardan korunma yönünde faydaları vardır. Neden takviyelerden aynı oranda fayda görülemediğinin bir açıklaması da, besin maddelerinde bulunan antioksidanların diğer bitkisel besinlerin kimyasal içeriği ile ideal kombinasyonda yer alması olabilir.
100 gr C vitamini içeren bir kase çilek yüksek antioksidan antioksidan aktiviteye sahip olarak sınıflandırılmıştır. 500 mg C vitamini içeren takviye ise çilekte doğal olarak bulunan proanthocyanins gibi flavonoid ve polifenolleri içermez.
Özetle ;
Epidemiyolojik prospektif çalışmalar, antioksidan yönünden zengin meyve,sebze ve baklagillerin tüketiminin , kardiyovasküler hastalıklar, kanser ve kronik oksidatif strese bağlı diğer hastalıkların riskini düşürmeye yardımcı olduğunu göstermektedir. Bol çeşitli ve renkli bitkisel besinlerin ağırlıkta olduğu bir beslenme şeklinin kronik oksidatif stresin yol açtığı olumsuzluklara ilgili karşı koruyucu olduğu düşünülmektedir. Bu koruyucu etkinin, sadece antioksidanlarla mı, bitkisel besinlerdeki diğer bileşenlerle mi yoksa hepsinin bir kombinasyonuyla mı ilişkili olduğu henüz net değildir.
Kaynaklar:
- The Role of Oxidative Stress in Cardiovascular Aging and Cardiovascular Diseases – Life
- Resveratrol Levels and All-Cause Mortality in Older Community-Dwelling Adults – JAMA
- Antioxidants: In Depth – NIH
- Vitamin E in the Primary Prevention of Cardiovascular Disease and Cancer The Women’s Health Study: A Randomized Controlled Trial – JAMA
- Effects of a Combination of Beta Carotene and Vitamin A on Lung Cancer and Cardiovascular Disease – NEJM