Bir kalp ameliyatı olasılığı ile yüz yüze gelen hastalar, bu konuda araştırma yapmaya başladıklarında karşılarına birçok kavram çıkar. Bu durum bazı kafa karışıklıklarına neden olur.  Ameliyat kapalı mı, açık mı olacak ? Minival invaziv yaklaşım nedir ? Kalp çalışacak mı ya da durdurulacak mı ? Haklı olarak hastalar kendileri için en iyi olanı aramaya başlayacaklardır.

Kalp ameliyatının açık ya da kapalı olarak nitelendirilmesi çoğu zaman yanıltıcı olmaktadır. Halk arasında kapalı kalp ameliyatı denildiğinde, akla ilk gelen, göğüs kemiğinin kesilmediği ve kalbe ulaşmak için daha küçük kesi ya da deliklerden girişin sağlandığı yöntemler olmaktadır.

Aslında doğru tanımlama şöyledir. Açık kalp ameliyatı, kalbin durdurulup, hastanın kalp akciğer makinesi dediğimiz cihaza bağlandığı ve vücut dolaşımının bu cihaz yardımıyla gerçekleştirildiği ameliyatlardır. Yani kalbe ulaşmak için yapılan kesinin boyutu ya da yeri ne olursa olsun, hasta kalp akciğer makinesine bağlandığında bu bir açık kalp ameliyatıdır.

Kapalı kalp ameliyatları, uygulanan kesinin nereden ve ne boyutta olduğuna bakılmaksızın, kalbin durdurulmadığı, hastanın kendi dolaşımı devam ederken yapılan kalp ameliyatlarıdır.

Daha küçük kesilerden gerçekleştirilen kalp ameliyatları, kapalı kalp ameliyatı değil, minimal invaziv yaklaşımla gerçekleştirilmiş kalp ameliyatıdır. 

Kalp ameliyatı öncesinde kafa karışıklığı yaşamamanız için şu iki soruya yanıt almanız yeterli olacaktır.

• Ameliyatta kalp-akciğer makinesine bağlanmam gerekecek mi ?
• Ameliyatım minimal invaziv yaklaşımla yapılabilir mi ?

İlk sorunun cevabı, hangi ameliyatı olacağınıza bağlı olarak değişir. Cerrahi olarak bir ya da birden fazla kalp kapağınızın değişmesi gerekiyorsa ya da aort damarınıza bir müdahale gerekiyorsa, kalbin durdurulması gerekir. Kalbin durdurulduğu tüm ameliyatlarda kalp akciğer makinesi (pompa) kullanılır.

Yapılacak olan ameliyat koroner bypass ise, kalbin durdurulmasına gerek kalmadan operasyon gerçekleştirilebilir. Bu yöntem off-pump (pompasız) kalp ameliyatı olarak adlandırılır.  Kalbi durdurmadan yapılan ameliyatlar belli düzeyde bir tecrübe gerektirdiğinden, bu konuda tecrübe edinmiş doktorlar, bypass gereken tüm damarlara bu yöntemle müdahale edebilir.

İkinci sorunun cevabı da hastadan hastaya değişmektedir. Kalp ameliyatı planlanırken, birinci öncelik, ameliyatın yapılacağı bölgeye konforlu bir şekilde ulaşabilmektir. Ameliyatın minimal invaziv yapılması bir yöntem değil stratejidir. Dolayısıyla her hastaya her ameliyatta uygulanması mümkün olmayabilir. Hastanın anatomisi, her zaman minimal invaziv cerrahiye uygun olmayabilir. Kasıktan kalbe giden damarlarda ya da akciğerlerde problem olması minimal invaziv yaklaşıma engel olabilir. 

Minimal invaziv kalp ameliyatı olacak hastalar, bu konuda tecrübeli cerrahlar tarafından opere edilmelidir.

Bazı durumlarda ameliyat kesisi küçük yapıldığı için ameliyat sahasına ulaşmak ve ameliyatı yapmak, çalışma alanında kısıtlı görüş nedeniyle kalbin durdurulma, pompaya bağlanma ve anestezi alma süresinin daha uzun olmasına neden olabilir. Bu durumda, vücut uzamış sürelerden olumsuz etkilenebilir.

Göğüs kemiğinin kesilmesi, hasta için bir dezavantaj oluşturmayacaksa, ameliyata dair ek bir risk oluşturmaz. Yapılan kesinin koltukaltı ya da memealtı gibi bölgelerden olması, hasta için uygun bir strateji ise ve bu konuda tecrübeli cerrahlar tarafından yapılıyorsa, ameliyatın riskini değiştirmez.

Hangi yöntemler minimal invaziv kalp cerrahisi içindedir ?

• Sağ ya da sol koltukaltı ve meme altından yapılan küçük kesilerle gerçekleştirilen ameliyatlar,
• Meme üstünden ya da göğüs ortasından yapılan küçük kesilerle gerçekleştirilen ameliyatlar,
• Robotik kalp cerrahisi, minimal invaziv yaklaşımla gerçekleştirilen kalp ameliyatlarıdır.

Bu ameliyatlar kalbi durdurmadan yapıldığında kapalı kalp ameliyatı olarak adlandırılabilirler.

Minimal invaziv kalp cerrahisinin en önemli iki avantajı, ameliyat sonrası iyileşme süresinin daha hızlı olması ve daha küçük yara izidir. Yine, kalp akciğer makinesinin kullanılmadığı kalp ameliyatları, hastane kalış süresinin az olması, daha az kan kullanımı ve pompaya bağlı komplikasyonların görülmemesi gibi ek avantajlara sahiptir. 

Esas olarak kalp ameliyatında en önemli husus, mevcut problemin, en iyi ve etkin şekilde ortadan kaldırılması ve sonucun uzun ömürlü olmasıdır.

ATAN KALPTE KORONER BYPASS İLE İLGİLİ BİLGİ İÇİN TIKLAYINIZ