Soluduğumuz hava, gaz, su buharı, toz ve kimyasal bileşiklerden oluşan bir karışımdır. Nefes aldığımızda içimize çektiğimiz hava ile bu karışım içinde bulunan partikülleri vücudumuza almış oluruz.
Vücudun filtre sistemi tarafından süzülerek büyük partiküllerin akciğerlere ulaşması önlenir, ancak özellikle egzos dumanı gibi petrol yakıtları ile ilişkili olan 2.5 mikrondan ince partiküller filtre sistemini aşabilir.
Toz, polen, küf gibi 10 mikron ve daha küçük parçacıklar PM10 (partiküler madde) olarak ve yanma sonucu oluşan parçacıkları, organik bileşikler gibi 2,5 mikron ve daha küçük parçacıklar ise PM2.5 olarak adlandırılır.
PM2.5 bir insan saç telinin yaklaşık %3’ü büyüklüğündedir ve bir elektron mikroskopu ile tespit edilebilir. Araştırmacılar, ince partiküllerin kan damarlarında birikebileceğini, kalp ve çevresindeki kan damarlarında enflamasyona yol açabileceğini düşünmektedirler.
Bazı partiküller (parçacıklar) belirli bir kaynaktan doğrudan salınırken bazıları atmosferde gazlar ve parçacıklar birbirleriyle kimyasal olarak etkileşime girdiğinde oluşur.
Örneğin, santrallerden çıkan gaz halindeki kükürtdioksit, havadaki oksijen ve su damlaları ile reaksiyona girerek, ikincil bir parçacık olan sülfürik asiti oluşturur.
PM 2.5 olarak adlandırılan ince parçacıklar ise çeşitli kaynaklardan gelebilir. Bunlar arasında enerji santralleri, fabrikalar, motorlu taşıtlar ve uçakların yakıt artıkları, evlerdeki odun ve kömür kullanımı, orman yangınları, tarımsal yanma, volkanik patlamalar ve toz fırtınaları yer alır.
İnce partiküller, çok küçük ve hafif olduğundan, daha ağır partiküllerden daha uzun süre havada kalma eğilimindedir. Bu durum, insanların ve hayvanların bu partiküller solunum yoluyla içine çekme olasılığını arttırır. Küçük boyutları nedeniyle, (2.5 mikrondan küçük) bu partiküller burun ve boğazdan rahatlıkla geçebilir ve ciğerlere nüfuz edebilir ve hatta bazıları dolaşım sistemine bile girebilir.
Araştırmalar, bu ince partiküllere maruz kalma ile kalp ve akciğer hastalığından erken ölüm arasında yakın bir bağ olduğunu ortaya koymuştur. İnce parçacıkların astım, kalp krizi, bronşit ve diğer solunum problemleri gibi kronik hastalıkları tetiklediği veya kötüleştirdiği bilinmektedir.
Hava kirliliği ile kardiyovasküler hastalığın artışı arasındaki bağlantı yeni değildir. Amerikan Kalp Derneği tarafından 2004 yılında yayınlanan bilimsel bildiride hava kirliliğine maruz kalmanın kardivasküler hastalıklara katkıda bulunduğu bildirilmiş ve bu bildiri 2010 yılında güncellenmiştir.
Yapılan çalışmaların sonuçlarına göre her 1 metreküplük hava kütlesindeki 10 mikrogramlık (µg/m3) ince partikül artışının, kardiyopulmoner ve akciğer kanseri mortalitesindeki artış ile ilişkili olduğu tahmin edilmektedir.
Ülkemizde hava kalitesi çalışmaları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen “Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği”, üzerinden sağlanmaktadır. Yapılan ölçümler bakanlık tarafından www.havakalitesi.gov.tr adresi üzerinden şeffaf olarak yayınlanmaktadır.
Dünya sağlık örgütü ve Avrupa Birliği tarafından ölçülmesi gereken kirleticiler belirtilmiştir.
Ülkemizde belirlenen sınır değerlerin Avrupa Birliği ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO-DSÖ) belirlediği sınır değerlerle uyumlu olmadığı görülmüştür. Bunun yanında, PM2.5 gibi, kardiyovasküler ve akciğer hastalıklarına neden olan kirleticiye dair herhangi bir kısıtlama mevzuatımızda yer almamaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2019 yılında sınır değerlerin AB ile tam uyumlu olmasını hedeflemiştir.
Ülkemizde 81 ilde de hava kalitesi izleme istasyonları bulunmaktadır. Ancak bu istasyonların tümünde aynı ölçümler yapılamamaktadır. Örneğin PM2.5 ölçümleri sadece bazı istasyonlar tarafından yapılmaktadır. Aynı zamanda bazı istasyonların da bulundukları konum nedeniyle kentteki hava kirliliğine dair kaynakları ve seviyeyi doğru olarak değerlendirme yetkinliklerinin bulunmadığı görülmektedir.
Bireysel olarak kontrol edemediğimiz bir faktör olan hava kirliliğine uzun süre maruz kalınmasının, kalp ve damar sağlığına ciddi zarar verebileceği, özellikle yaşlı kişilerde veya halihazırda kalp hastalığı bulunan kişilerde kalp krizi, inme, aritmiler ve kalp yetmezliği riskini arttırabileceği yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur.
Çocuklar, yaşlılar ve özellikle akciğer ve/veya kalp hastalıklarına sahip bireyler havadaki ince parçacıkların olumsuz etkilerine karşı özellikle savunmasızdır ve ortamda PM2.5 sağlıksız düzeylerde olduğunda özel önlem alınmalıdır. Sağlıklı olsanız bile, yüksek partikül kirliliği düzeylerine maruz kalırsanız geçici belirtiler hissedebilirsiniz.
Riskli grupta bulunan kişiler, hava kirliliğinin yüksek olduğu yerlerde uzun süre beklemekten kaçınmalılar. Sanayi bölgeleri ve trafiğin yoğun olduğu bölgeler riskin yüksek olduğu alanlardır. Hava kirliliğinin çok yüksek olduğu dönemlerde açık havada yapılan aktiviteler yerine iç mekanlar tercih edilmelidir. Dışarıda egzersiz yapmak isteyenler orman gibi trafikten uzak bölgelerde spor yapmalıdırlar.
9 Comments
PM2.5 Nedir ? Neden Tehlikelidir? Başlıklı yazınız harika. Çok faydalandım. Teşekkür ederim.
N95 tarzında bir yüz maskesi. Yakında daha çok insan bu maskelerle dolaşacak zahir! Uzakdoğu ülkelerine ait videolarda gördüm yüz öaskesi takan insanları. Dünya kirlendikçe çok daha fazla insan maske takacak demektir bu. Bağışıklık sistemlerinin zayıf olmasından kaynaklandığını sanıyordum Uzakdoğulular’ın taktığı bu maskelerin sebebi olarak. Demek asıl sebep PM 2,5 imiş.
3 yıldır Koru/Çankaya/Ankara’da oturuyorum. Koru birçok yolun ve durağın kesişme noktası. Yoğun otobüs ve küçük araç trafiği oluyor. Buraya ilk geldiğim günden beri aritmi yaşıyorum. Bu yıl da hava geçen yıllara göre inanılmaz kirli. Havadaki gri-açık kahverengi tonlu pustan, normalde ufukta görünen gökdelenler görünmüyor. Sürekli açık havada, kükürlü , yumurtamsı, genzi yakan sanayi bölgesi kokuları oluyor. Çoğunlukla alerji, hırıltı, bronşit ve gece nefes darlığı atakları ile yaşamaya başladım. Hava kirliliğinin gözle görülür, burunla kokusu alınır şekilde artmasına rağmen ne Ankara Belediyesi’nden ne de gov. adresli internet sayfalarından bilgi alabildim. ÖLÇÜM YOK. VERİ YOK. Bu yorumu, sabaha karşı nefes darlığı, hırıltı ve boğaz tahrişi ile uyandıktan sonra, internette hava kalitesi konusunda araştırma yaparken yazınızı okuyup yazdım. (Evimde bu derecede rahatsızlık verecek sigara dumanı, temizlik malzemesi kokusu, tozlu halı vs. kirletici yok.)Yazınızdan çok yararlandım teşekkürler.
Son günlerde yaşadığımız büyük şehirlerde hava kirliğiği gözle görülür biçimde artmış durumda, makaleniz çok sade ve açıklayıcı olmuş teşekkür ederim umarım hava kirliliğine sebep olan işletmelere gerekli yaptırımlar gelir sağlıklı günler dilerim saygılarımla.
[…] ile admin PM2.5 Nedir ? Neden Tehlikelidir? […]
Uşak’ta Festiva AVM arkasında işyerim var. Bu bölgedeki baskı boya fabrikaları yüksek miktarda ve filtre edilmeden kömür tüketerek havayı, kimyasal atıklarıyla toprağı ve yeraltı sularını kirletiyorlar. (Kirletme çok hafif kalıyor aslında, mahfediyorlar) devlet Hastanesine ve okullara çok yakın bir bölge burası, ama kimsenin umurunda değil sanki, herşey normalmiş gibi davranıyor yetkililer.
[…] PM2.5 Nedir ? Neden Tehlikelidir? – Prof. Dr. Hakan Gerçekoğlu […]
Çok faydalı buldum teşekkür ederim
[…] Gerçekoğlu, Hakan. PM2.5 Nedir Neden Tehlikelidir. 01,2018. Erişim https://drhakangercekoglu.com/genel/pm2-5-nedir-neden-tehlikelidir.html […]