Bitkisel Ürünleri Bilinçli Kullanın
Bitkiler yüzyıllardır toplumlar tarafından tedavi amacıyla kullanılmıştır. Günümüzde birçok insan, anksiyete, sindirim sorunları, soğuk algınlığı, tansiyon veya kalp hastalıkları gibi çeşitli sorunlar için bitkisel çaylar ve takviyeler veya destekleyici vitaminler kullanmaktadır. Bu ürünler “doğal” ya da “bitkisel” ibaresiyle eczanelerde ya da marketlerde satılmaktadır.
Özellikle son 15 yıldır, sağlıklı yaşam trendlerinin yükselişiyle doğal ürünlere olan ilgi olan ilgi artmıştır. Doğrudan bitkinin kendisinin ( yaprak, kök ya da meyve olarak) kullanımı yanında, tabletler, tozlar, ekstreler, yağlar ve çaylar şeklinde kullanılmaktadır. Antioksidan özellikleri ve daha düşük kafein içeriğiyle bitkisel çaylar kahveye alternatif olmuştur.
Ülkemizde en sık kullanılan bitkisel takviyeler, kilo verme ürünleri, kabızlığı önleyici ürünler, kalp ve damar sağlığına yönelik ürünler ve kanserden koruyucu ürünler ve bağışıklığı arttırıcı ürünleridir.
Görünürde bu ürünleri kullanmak iyi bir fikirmiş gibi gelse de bunların doğal olması %100 güvenli oldukları anlamına gelmez.
Sağlıklı bireylerde destek amaçlı kullanıldığında ciddi bir problem yaşanmasına neden olmayan bazı doğal ve bitkisel ürünler, kronik bir hastalığı olan ve düzenli reçeteli ilaç kullanan kişilerde ciddi sorunlara neden olabilir. İleri yaştaki hastalar bu durumdan daha çok etkilenir.
Bitkisel ürünlerle ilgili dikkat edilmesi gereken bir diğer konu ise içerikleri ile ilgilidir. Reçeteli bir ilacın piyasaya sürülebilmesi için aşması gereken aşamalar ve onay süreci, bitkisel ürünler için gerekli değildir. Bu ürünlerin güvenirlikleri, etkinliği ve yan etkileri hakkında geçerli tıbbi çalışmalar çok azdır. Bazı ürünler etikette bulunmayan bileşenler içerebilir.
Bitkisel ürünlerin sağlığa etkisi ve ilaç etkileşimleri ile ilgili yapılan araştırmalar, reçeteli alınan kardiyovasküler ilaçlarla bitkisel takviyeleri karıştırmanın tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini ortaya koymaktadır. Özellikle digoksin, diüretik, diyabet ilaçları, statinler, hipertansiyon ilaçları non-steroid antiinflamatuar ilaçlar ve warfarin kullanan hastaların özellikle bu konuda dikkatli olmaları gerekir.
İlaç etkileşimlerinin önemli bir kısmı , birçok bitkinin antikoagülan etkisi olan kumarin türevlerini doğal olarak içermesinden kaynaklanmaktadır. ( Coumadin ilacı da kumarin içeren bir antikoagülandır. ) K vitamini içeren bitkiler ise tam tersi bir etki göstererek , antikoagülan ilaçların etkisini azaltır.
Bu ürünlerden en yaygın kullanılanlar ve etkileri şöyledir.
Ekinezya: Soğuk algınlığı ve grip önlemek ve bağışıklık sistemini artırmak için kullanılır. Ekinezya ayrıca kan sulandırıcı ilaçlar ile birlikte alındığında kanama riskini artırabilir.
Isırgan otu: İdrar yolu enfeksiyonları, kabızlık, öksürük ve romatizma ağrıları için kullanılır. Bitkinin kendisi pişirilip tüketildiği gibi çayı da yapılabilir. Isırgan, kan şekerini düşürebileceğinden diyabet tedavisi görenler dikkatli kullanmalıdır. İdrar söktürücü etkisi nedeniyle diüretik ilaçlar kullanan kişiler doktora danışmalıdır.
Sarımsak : Soğuk algınlığı ve bazı enfeksiyonları önlemek ve tedavi etmek için kullanılan sarımsağın, kolesterol ve kan basıncını düşürücü etkisi bulunur. Ayrıca bir kan inceltici etkisi olduğundan kan inceltici ilaçlarla alındığında kanama riskini artırır.
Sarı Kantaron: Tıbbi faydaları nedeniyle pek çok kişi tarafından sıklıkla kullanılan sarı kantaron ağız yoluyla alındığında ilaçlarla etkileşime girebilir. Statinlerin (kolesterol düşürücü) ve beta blokerlerin etkinliğini azaltabilir ve kalp ritim bozukluklarına neden olabilirler.
Ginkgo (Ginkgo biloba): Bellek ve zihinsel işlevlerin gelişmesi, demansın önlenmesi, dolaşım ve cinsel işlev bozukluğu için kullanılır. Kan sulandırıcı ilaçlarla etkileşime girerek kanama riskini arttırır. Zencefilin de kan sulandırıcı ilaçlarla etkileşimi bu şekildedir.
Ginseng: Zihinsel ve fiziksel kapasiteyi arttırmak, cinsel performansı artırmak, bağışıklığı artırmak ve yaşlanmayı geciktirmek için kullanılır. Hipertansiyonu olan kişiler tarafından alınmamalıdır. Kalp hızını arttırabilir. Kan sulandırıcı ilaçlarla etkileşime girerek kanama riskini arttırır.
Alıç: Kalp hastalıklarından korunmak için kullanılan alıç reçeteli kalp yetmezliği ilaçlarıyla olumsuz etkileşime girebilir. Kan sulandırıcı ilaçlarla etkileşime girerek kanama riskini arttırır.
Meyan kökü: Meyan kökü ülser ve diğer mide rahatsızlıkları, bronşit ve boğaz ağrısı ve bazı viral enfeksiyonları tedavi etmek için kullanılır. Meyan kökü kan basıncını düzenleyen ace-inhibitörleri ile ve diüretikler ile etkileşime girebilir. Kan basıncını artırabilir ve kalp ritmini etkileyebilir.
Aloe : Ağız yoluyla düzenli olarak alındığında, uzun dönemde kandaki potasyum düzeyinde düşüşe neden olacağından anormal kalp ritmiyle ilişkilidir. Digoxin ilacı ile de etkileşime girer.
Efedra: Sıklıkla kapsül şeklinde alınan efedra özellikle kilo vermek isteyenler tarafından kullanılır. Kalp hızını ve kan basıncını tehlikeli biçimde arttırabilir. Birçok kalp ilacı etkileşime girer.
Çaylar için ise durum şöyle özetlenebilir.
Yaprak olarak kullanılan bitkisel çaylar 3 dk’dan fazla demlenmemelidirler. Uzun süre demlenmesi çaylar içinde ağır metal oranlarının artmasına neden olabilir. Siyah ve yeşil çay gibi kafein içeren çaylar kafeinin pıhtılaşma sürecini yavaşlatıcı etkisi nedeniyle pıhtılaşmayı engelleyen ilaçların etkisini arttırır. Papatya çayı da warfarin ile etkileşime girerek kanama riskini arttırır.
Adaçayının kan şekerini düşürücü etkisi olduğundan (yüksek tansiyonu olan hastalarda kan şekerini yükseltirken, düşük tansiyonu olan insanların kan şekerini düşürebilir) diyabet için ilaç kullanan kişiler dikkatli olmalıdır. Ayrıca içinde bulunan “thujone” kalp çarpıntısına neden olabilir.
Aroması ve rengi nedeniyle sıklıkla tercih edilen hibiscus çayınınında kan basıncını ve kan şekerini düşüren etkisi vardır. Ameliyat sonrasında kan şekerini kontrol almayı zorlaştıracağından tercih edilmemelidir. Uzun süreli kullanımında miskinlik hissine neden olur.
Bu etkiler bitkisel çayların uzun süreli kullanımında ve günde 3 fincandan fazla tüketildiğinde ortaya çıkarlar.
Sağlıklı beslenme amacıyla tükettiğimiz bazı meyve suları bile reçeteli ilaç kullanan kalp hastaları için bir risk haline gelebilir.
Greyfurt suyunun reçeteli kardiyovasküler ilaçlarla beraber alınması, zehirlenmeye varan etkileşimlere sebep olabilmektedir. Çünkü greyfurt suyu, bağırsakta ilaçları parçalayan önemli bir enzimin etkisini önemli ölçüde azaltarak bazı ilaçların kandaki dozajlarını zehirli olabilecek seviyelere yükseltir.
Kolesterol düşürücü ilaçlar olan statin grubu, greyfurt suyuyla beraber alındığında kandaki statin seviyesi hedeflenenden 3-4 kat daha fazla olabilmektedir.
Aynı zamanda greyfurt suyunun etkileri 24 saat kadar sürebilir, bu nedenle ilaç kullanan kişilerin greyfurt suyundan kaçınması gerekir.
İlaç tedavisi gören kişiler, özellikle kardiyovasküler ilaçlar ve antikoagülan tedavi gören hastalar beslenme ve bitkisel ürün kullanımı konusunda daha dikkatli olmalı ve bu konuyla ilgili mutlaka doktorlarına danışmalıdırlar.
Kaynaklar:
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0735109717301146
https://jamanetwork.com/journals/jamainternalmedicine/fullarticle/210330
https://link.springer.com/article/10.2165/11317010-000000000-00000
https://link.springer.com/chapter/10.1007/978-1-4612-2278-1_1