Atan Kalpte Bypass
Atan kalpte bypass (off-pump) ameliyatları son dönemde yeniden adını duyurması ve popüler olması nedeniyle pek çok hasta tarafından yeni bir yöntem olarak biliniyor. Fakat kalp cerrahisinin tarihçesini incelediğimizde, henüz kalp-akciğer makinesi ve kalp durdurma tekniklerinin gelişmediği dönemlerde, ilk kalp ameliyatlarının kalp durdurulmadan yapıldığı görülmektedir. Tabi bu ameliyatlar günümüzdeki gibi komplike ameliyatlar olamıyordu ve ölüm oranları yüksekti.
Daha sonra kısaca “pompa” olarak bahsedilen kalp akciğer makinesinin ve kalbin güvenli bir şekilde durdurulma tekniklerinin geliştirilmesiyle birlikte kalp ameliyatları kalp durdurularak yapılmaya başlandı. Kalp akciğer makinesinin kullanıldığı ameliyatlar pompada (on-pump) , kullanılmadığı ameliyatlar ise pompasız (off-pump) olarak anılmaktadır. Pompada yani on-pump yöntemde hasta kalp-akciğer makinesine bağlanır, akciğerler söndürülür, kalp bazı solüsyonlar yardımıyla durdurulur ve organların zarar görmemesi için vücut 28 C ‘ye soğutulur. Böylece duran kalpte konforlu bir ameliyat gerçekleştirilebilir. Yöntemin rahatlığı ve güvenilirliği nedeniyle cerrahlar uzun bir süre başka bir teknik aramaya ihtiyaç duymamışlardır. Bu dönemde gelişmeler bu yöntem lehinde olmuştur.
Fakat 1990’lı yılların başında bir grup cerrah tarafından atan kalpte yapılan başarılı bypass ameliyatlarının sonuçları yayınlanmaya başlanınca gözler yine bu tekniğe çevrildi. O dönemde tek damar üzerinde uygulanabilen yöntem günümüzde teknolojik ilerlemelerin, gelişen teknikler ve geliştirilen cerrahi cihazların da etkisiyle tüm koroner damarlar üzerinde güvenli ve konforlu bir şekilde uygulanabilmektedir.
Son 15 yıldır kalp akciğer makinesi ile bypass’a kıyasla bir takım avantajları olduğu farkedilen bu yöntem yeniden ilgi görmeye başladı. Bu avantajlardan en önemlisi kalp akciğer makinesine bağlı olduğu düşünülen risklerin, off-pump yöntemde ortadan kalkması idi. Ayrıca ileri yaş (71 ve üzeri), geçirilmiş felç hikayesi, böbrek hastalıkları, akciğer hastalıkları, çeşitli kanser türleri gibi riskler taşıyan hastaların kalp-akciğer makinesine bağlanması yüksek riskli olduğundan bu hastaların off-pump yöntemle ameliyat edilmesi büyük avantaj sağlıyordu.
Kalp cerrahları atan kalpte bypass (off-pump) yöntemi ile ilgili farklı görüşlere sahiptirler. Bir grup normal risk düzeyindeki hastaların atan kalpte (off-pump) bypass yöntemiyle ameliyat edilmesinin gerekli olmadığını düşünürken diğer bir grup ise daha az kan kullanımı, hastanede kalış süresinin azalması, iyileşme sürecinin daha hızlı olması gibi avantajlar nedeniyle tüm koroner bypass gerekliliği olan hastaların bu yöntemle ameliyat edilebileceklerini savunmaktadır. Bu görüş farkının en önemli nedenlerinden biri de atan kalpte (off-pump) bypass yönteminin özel bir uzmanlık gerektirmesidir. Ameliyat kalitesinin ve uzun dönemde damarların açık kalma oranının klasik (on-pump) yöntemdeki standartları sağlayabilmesi için bu tekniğin cerrah tarafından yüzlerce kez uygulanmış olması gerekir. Aksi takdirde atan kalpte bypass yönteminin dezavantajları avantajlarının önüne geçecektir.
Yüksek risk grubundaki hastalar için, uzman cerrahlar tarafından uygulanacak atan kalpte (off-pump) bypass yönteminin ideal yöntem olduğu konusunda ise pek çok kalp cerrahı ve kardiyolog hem fikir durumdadır.
NOT: Okuyan tüm hastalar ve hasta yakınları tarafından anlaşılır olabilmesi için özellikle bilimsel ve tıbbi terimlere mümkün olduğunca yer verilmemiş ve gündelik bir anlatım şekli tercih edilmiştir.